Nereden Buldular Bu Mezeyi?

Meze deyince akla ilk gelen zeytinyağıdır. İşin aslı zeytinyağı tek başına bir mezedir. Tüm tariflerimizde sıkça yer vereceğimiz baş aktrisimiz zeytinyağının hikayesi asırlar asırlar öncesine zeytin ağacının Akdeniz'de bitmesiyle başlıyor. M.Ö 8. bininci yıldan beri Akdeniz'de yetişen zeytin ağaçları arkeolojik kalıntılara göre M.Ö. 2500 yıllarında Girit'te yetiştirilmiş. İlk zeytinyağının üretimiyse M.Ö. 4000'li yıllarında gerçekleşmiş. Araştırmalar, kalıntılar, dünyanın en leziz buluşunun Girit'ten çıktığını gösteriyor. Bu da bize mezenin de tarihinin yine aynı adadan başladığını düşündürüyor. Mezeyi kim buldu, bilmek çok zor olsa gerek lakin bulanın ruhuna bereket.

İçkinin yasak olmasından mütevellit Osmanlı saray mutfağında kendine yer bulamayan meze, bu coğrafyada yaşayan ve şu an çoğunun aramızda olmayışından utanç duyduğumuz Rum ve Ermeni arkadaşlarımız, komşularımız, tanıdıklarımızın sayesinde bir Türk mutfağında bir kültür haline geldi. Masalarını çeşit çeşit mezelerle donatan, yaşadıkları semtlerde açtıkları meyhaneler, şarküterilerle meze nedir öğreten o güzel insanlarımız güzide tariflerini bırakıp gittiler.

Tüm dünyada kendine farklı isimlerde masanın gözdesi olarak yer kazanan meze, kelime kökeni olarak farsça diline mensup olup maza olarak bilinir. Yunancada; mezes, bizde;meze, İtalyancada; mezzano ve antipasti, Fransızcada; ordövr adıyla kültürünü oluşturmuştur, ve ağır hiçbir yemek bu kültürün içinde yer alamaz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar